İSTANBUL (AA) Eczacıbaşı Topluluğu'nun 1959'da tıp ve eczacılık bilimlerinin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla başlattığı Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Tıp Ödülleri'nin 64'üncü yılında, "Tıp Onur Ödülü", "Tıp Bilim Ödülü", "Tıp Teşvik Ödülü" ile "Bilimsel Araştırma Destek Ödülleri" ve "Tıp Öğrencileri Proje Ödülleri" sahiplerini buldu.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Türkiye'de tıp ve eczacılık bilimlerinin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla, 1959 yılında Dr. Nejat F. Eczacıbaşı tarafından başlatılan "Bilime öncü destek, başarıya ödül" geleneğinin 64'üncü yılında, Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Tıp Ödülleri verildi.

Beş kategoride ödüller dağıtıldı

2002'den bu yana Türk ve dünya tıbbına büyük katkılarda bulunan bilim insanlarımıza verilen "Tıp Onur Ödülü"nün beşinci sahibi, zihinsel özrün diyet tedavisi ile çocuklarda görülen "fenilketonüri" hastalığının engellenmesinin yanında, hastalığın takibi ve tedavisinde büyük öneme sahip olan "Yenidoğan Taraması" programının Türkiye'de başlatılmasına öncülük eden Prof. Dr. İmran Özalp oldu.

Prof. Özalp, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı eğitim programı kapsamında tıp eğitimi ve uzmanlık eğitiminde kalıtsal metabolik hastalıklarla ilgili bölüm çalışmalarını yürüten ilk öğretim üyesi olarak çok sayıda kalıtsal metabolik hastalıkla ilgili tez danışmanlığı yaptı.

ABD'den döndükten sonra, 197'de Hacettepe Tıp Fakültesi'nde pediyatri bölümünde kalıtsal metabolik hastalıkların tanı, tedavi ve takiplerinin yapıldığı "metabolizmanütrisyon" ünitesini kurdu. Bu ünitede metabolik hastalıkların tanısı için laboratuvar yöntemleri geliştirildi. Birçok kalıtsal amino asit metabolizması bozuklukları ve Türkiye’de o zamana kadar varlığı bilinmeyen başka metabolik hastalıklar da ilk kez bu ünitede tanımlandı.

"Tıp Bilimi Ödülü" ise, gerçekleştirdiği çalışmalarla başta Ailevi Akdeniz Ateşi (AAA) olmak üzere otoenflamatuvar hastalıklar ve vaskülitler alanlarında yaptığı katkıların yanı sıra gerek Türkiye'de gerekse de uluslararası alanda "pediyatrik romatoloji" bilim dalının gelişmesinde önemli rolü bulunan, dünya tıp literatürüne çocukluk vaskülitlerine dair "Ankara Kriterleri"ni kazandıran Prof. Dr. Seza Özen'e verildi.

Laboratuvarında çeşitli ilaçların biyoaktif molekül kombinasyonlarına tepkilerini ölçebilen otomatize sistemlerle, hasta başı hastalık teşhisini uygun maliyetle yapan, çeşitli sağlık parametrelerini uzun vadede ölçen ve analiz eden cihazların geliştirilmesine katkıda bulunan Doç. Dr. Savaş Taşoğlu ile translasyonel immünoloji üzerine yaptığı çalışmalar kapsamında geliştirdiği MOG ve nörofasin antikor testlerini Türkiye'ye kazandırarak binlerce hastanın tanı almasına katkıda bulunan Doç. Dr. Atay Vural da, "Tıp Teşvik Ödülü"nün sahipleri oldular.

"Bilimsel Araştırma Destek Ödülü", epigenetik düzenleyici protein "BRD9"un radyoterapi cevabındaki rolünün incelenmesi ve yeni kombinasyonel tedavi yaklaşımlarının geliştirilmesi amacıyla çalışmalarda bulunan Prof. Dr. Tuğba Bağcı Önder'e verilirken, "Kişiselleştirilmiş Tıp" konulu "Bilimsel Araştırma Destek Ödülü" de ERαpozitif meme kanseri hastalarının tedavisinde RHEB inhibisyonun etkinliğini test ederek, dirençli/hassas hücrelerde (ARID1AMutant/ARID1AWT) ne ölçüde çalıştığını, mevcut klinik ilaçlarla nasıl bir sinerji gösterdiğini ve etki mekanizmalarını ortaya koymak için in vitro preklinik çalışmaları gerçekleştiren Dr. Gözde Korkmaz'ın oldu.

2023 "Tıp Öğrencileri Proje Ödülü" ise, "Unilateral ve Bilateral Kortikal Olarak Yayılan Depolarizasyonların İstirahat Durumu Fonksiyonel Bağlantı Üzerine Etkisi" başlıklı çalışmasıyla Muhammed Miran Öncel'e ve "İdiyopatik Pulmoner Fibrozisde ceRNA Düzenleyici Ağın Rolü, Potansiyel Biyobelirteç ve Tedavi Hedeflerinin Sistem Biyolojisi Yöntemleri ile Belirlenmesi" çalışmasıyla Muhammed Fatih Kırcalı'ya verildi.

Dün düzenlenen ödül törenine Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Tıp Ödülleri Bilimsel Değerlendirme Kurulu üyeleri ve ödül kazananların yanı sıra, Eczacıbaşı Topluluğu yöneticileri ile basın mensupları katıldı.

"Yaşadıklarımızdan çıkardığımız en büyük ders, çözümü bilimde aramak oldu"

Açıklamada törendeki konuşmasına yer verilen Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, kurucuları Dr. Nejat Eczacıbaşı'nın bilim, bilgi, araştırma ve geliştirmenin ışığında çağdaş bir Türkiye'nin hayalini kurduğunu belirtti.

Bu hayali gerçekleştirme yolculuğunda, 1959'da Türkiye'deki tıp ve eczacılık bilimlerinin gelişmesine ve araştırmalara destek olmak, başarılı çalışmaları ödüllendirmek ve teşvik etmek amacıyla Eczacıbaşı Tıp Ödülleri'ni oluşturduğunu aktaran Eczacıbaşı, şunları kaydetti:

"Ödüllerin 64. yılını kutladığımız bugünlere, dünyayı ve ülkemizi kuşatan başta salgın sonrası ekonomik krizler ve küresel ısınma gibi sorunların gölgesinde ulaştık. Salgının yaralarını sarmaya çalışırken on binlerce insanımızın hayatına mal olan deprem felaketi ve her gün daha yoğun hissettiğimiz küresel ısınmanın etkileriyle bir kez daha sarsıldık. Bütün bunlar doğaya, çevreye karşı olan sorumluluklarımız gibi, araştırma ve bilimin önemini bir kez daha hepimize hatırlattı. Yaşadıklarımızdan geleceğimiz için çok sayıda ders çıkarttık. Ama en büyük ders, her zaman olduğu gibi, çözümü bilimde aramak oldu."

Eczacıbaşı, 2023 ödülleriyle birlikte bugüne kadar toplam 181 bilimsel çalışmaya destek ödülleri kapsamında gerekli finansmanın sağlandığını, 36 Tıp Bilim Ödülü, 46 Tıp Teşvik Ödülü ve 20 Tıp Öğrencileri Proje Ödülü verildiği bilgisini paylaştı.

Bu yıldan itibaren Bilimsel Değerlendirme Kurulu tarafından konusu belirlenecek özel bir araştırmaya da destek ödülü verme kararı aldıklarına dikkati çeken Eczacıbaşı, "Yeni kategorinin ilk ödülünü 'Kişiselleştirilmiş Tıp' alanında vermekten ayrı bir mutluluk duyuyoruz. Ülkemizin geleceğini hiç kuşkusuz eğitim düzeyimiz ve bilimle yarattığımız değer belirleyecek. Dr. Nejat Eczacıbaşı’nın dediği gibi 'geleceği bugünden yaratan ana güç bilimsel araştırma tutkusu' olacak." ifadelerini kullandı.

"Üstün nitelikli araştırmacı sayımızı en kısa sürede ve ciddi boyutlarda artırmalıyız"

Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Tıp Ödülleri Bilimsel Değerlendirme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Turgay Dalkara da gelecekteki yüz yılda bilime sunacakları katkıların hayalini kurarken mütevazı davranamayacakları üç konu olduğunu kaydetti.

Dalkara, "Gençlerimize olan güvenimiz, başarıya olan inancımız ve hedeflerimizin sınırları. Bunların üçünde de en az Mustafa Kemal ve arkadaşlarının 100 yıl önce olduğu kadar iddialı olmalıyız. Hayallerimize ulaşabilmek için üstün nitelikli araştırmacı sayımızı en kısa sürede ve ciddi boyutlarda artırmalıyız.

Araştırma kuruluşlarımızı özgün ve çığır açıcı buluş ve düşüncelerin filizlendiği bilim yuvalarına dönüştürmek zorundayız. Böylelikle, ülkemizi nitelikli bilim insanları için bir cazibe merkezi haline getirebilir; insanı, çevreyi ve doğayı merkezine alan bir bilim anlayışıyla diğer uluslara örnek olabiliriz." yorumunu yaptı.