İSTANBUL (AA) DOSYA HABER UĞUR ASLANHAN Balıkesir Bandırma'da 1917'de kurulan ve ilk yıllarında Osmanlı askerine çorap temin eden Çift Geyik Karaca, aradan geçen 106 yıllık sürede üst düzey kalitede triko üreten ve ünü Türkiye'yi aşan bir markaya dönüştü.

Anadolu Ajansının (AA) Cumhuriyet'in 100. yıl dönümü dolayısıyla hazırladığı "Türkiye'nin Asırlık Şirketleri" temalı dosya haberin dördüncü bölümünde, Çift Geyik Karaca'nın ticari yolculuğuna yer verildi.

Çift Geyik Karaca, Halil Karaca tarafından 1917'de Bandırma'da kurulduktan sonra, 1949'da Karaca Örme Sanayi olarak İstanbul'da üretime başladı, ardından 1961'de ihracata başlayan ilk Türk tekstil markası olarak da tarihe adını yazdırdı.

Yüzyıllık Markalar Derneği üyesi şirket, 1960'lı yıllara gelindiğinde 5 kıtada 36 ülkeye ihracat yapan ve marka bilinirliği en yüksek şirketlerden oldu. 1998'de Tekfen Holding bünyesine katılan Karaca, 2005'te Narin Group tarafından satın alınarak markalaşma alanında yeni bir yolculuğa başladı.

Kendine duyduğu saygının temeli olan insanı ön planda tutarak en yüksek kaliteyi, en güvenilir şekilde müşterisine sunmak için çalışan Çift Geyik Karaca, yüksek kaliteli ürünlerini klasikten uzaklaşmadan yenilikleri takip ederek, özgürlükçü ve köklü yapısıyla sunuyor.

İlk yıllarında Osmanlı askerine çorap temin eden Çift Geyik Karaca, aradan geçen 106 yılda üst düzey kalitede triko ürünleri üreten ve ünü sınırları aşan bir markaya dönüştü.

"Dünyada aynı anda 5 kıtaya ihracat yapan ilk Türk markası"

Çift Geyik Karaca Genel Müdürü Cihat Özbekli, AA muhabirine, böyle bir mirasın şu andaki nöbetçiliğini yapmanın çok kıymetli ve gurur verici olduğunu söyledi.

TEMA Vakfı'nın kurucusu merhum Hayrettin Karaca'nın babası Halil Karaca tarafından 1917'de Bandırma'da bir çorap atölyesi olarak Çift Geyik Karaca'nın kurulduğunu dile getiren Özbekli, "Hatta Birinci Dünya Savaşı'nda askerimize çorap desteği verdiğine dair kayıtlar var. Sonrasında çorap ve örmeyle beraber triko üretimi başlıyor. Hayrettin Bey de büyüdüğünde ve babasından işi devraldığında Türkiye'de çok ciddi montanlı bir triko öğretisi oluyor Karaca." dedi.

Özbekli, 1950'lere gelindiğinde şirketin çeşitli ülkelere ihracat yapmaya başladığını kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hatta bir gazete haberi var: Dünyada aynı anda 5 kıtaya ihracat yapan ilk Türk markası. Tabii o yıllarda marka olmak biraz daha farklı. O yıllarda marka bir üretim ve üretimle beraber çeşitli müşterilere toptan mal satan bir tüzel kişilik demek. Yani bu yıllardaki gibi böyle sadece mağazacılık gibi değil. Sonrasında çok uzunca dönem Hayrettin Bey'in ve yönetiminin çok başarılı işleri var ve Türkiye'nin çok kıymetli bir markası haline geliyor. Özellikle triko tarafında çok köklü, çok bilinen ve ürünlerinin çok uzun yıllar giyildiği saygın bir marka oluyor Karaca."

"Karaca artık Türkiye'nin bir markası"

Cihat Özbekli, Hayrettin Karaca'nın 1980'lerde markayı üçüncü nesle devrettiğini belirterek, oğlu Atay Karaca'nın ölümü nedeniyle şirketi Tekfen Grubu'na sattığını, daha sonra Karaca'nın 2005'te Narin Group tarafından satın alındığını anlattı.

Özbekli, 2005'ten bu yana 18 yıldır da markanın bekçiliğini kendilerinin yaptığını kaydederek, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye'de 100 yılı aşkın marka sayısı çok az. Hatta bu konuda da bir derneğimiz var, Yüzyıllık Markalar Derneği. O dernekte çeşitli ve kıymetli üyeler var. Yani bu kadar uzun yıllar bir markayı taşıyabilmek, buralara getirebilmek çok önemli. Artık bir yerden sonra bu marka sizin olmuyor, ülkenin oluyor. Dolayısıyla çift geyik logosuyla bildiğimiz Karaca markası artık bu ülkenin markası. Bu ülkenin geçmişiyle çok ciddi bir hukuku var bu markanın. Dedelerle, torunlarla bir arada yaşamış bir marka. Dolayısıyla biz de bu emanete iyi bakmaya çalışıyoruz. Böyle de bir sosyal sorumluluk var üstümüzde."

"Savaştan çıkmış bir ülkede üretim ve sonrasında ihracat yapmak çok değerli"

Çift Geyik Karaca Genel Müdürü Özbekli, markanın 106 yıllık geçmişinde yaşadığı zorluklara ve yakaladığı başarılara ilişkin, 20. yüzyılın başlarında bir şeyler üretebilmenin çok kıymetli olduğunu belirterek, "1917'de Hayrettin Bey'in babası evlere çorap makinaları dağıtarak ev kadınlarına çorap üretimi yaptırtıyor ki bu çok yenilikçi bir hareket." diye konuştu.

Savaştan çıkmış ve yeni kurulmuş bir ülkede üretim ve sonrasında ihracat yapmanın çok değerli olduğunu vurgulayan Özbekli, şu açıklamalarda bulundu:

"Bizim olduğumuz dönemlere yaklaştığımızda ise kıymetli kararlardan birisi üreticilikten perakendeciliğe geçme anı. Yalnızca başka markalar ya da başkaları için toptan üretim değil, kendi markanızla perakende yapma anı ki bu 1960'larda yavaş yavaş başlamış. Son 20 yılda ise (ekonomik anlamda) çok fazla süreç yaşadık ama bunlara artık sorun demiyoruz. Yani biz Türk yöneticiler olabildiğince bunlara aşılıyız. Dolayısıyla bizim için çok büyük krizler değil. Belki Avrupa'da, batıda biraz daha büyük krizler oluyor böyle şeyler ama bizim tarafta buna bir dönüm noktası demek çok kolay olmaz. Artık Karaca hem geçmişiyle hem de bugünüyle çok kıymetli bir yerde duruyor Türkiye'de."

70'i aşkın mağazası, 750 çalışanı bulunuyor

Cihat Özbekli, Karaca'nın şu anda ülke genelinde 70'i aşkın mağazasıyla ve online satışlarıyla hizmet verdiğini belirterek, 30'dan fazla ilde bulunan bu mağazaların tamamının kendilerine ait olduğunu söyledi.

Toplamda 750 civarında kişiyi istihdam ettiklerini dile getiren Özbekli, triko ve tişört üretimini kendi tesislerinde yaptıklarını, katma değerli ve kaliteli üretimleriyle iyi ve kaliteli müşterileri giyindirdiklerini anlattı.

Özbekli, "Bizim çok sadık müşterimiz var. Çok uzun yıllardır birlikteyiz onlarla. Bu böyle bir eskilik gibi değil, bir köprülük gibi algılanmalı bence. Dededen toruna geçen marka güvenilme mirasını biz çok yakından hissederiz. Karaca ailesinin en çok yaşadığı duygudur bu. Çok ciddi bir güven vardır markaya. Bizim de en büyük işimiz o güvenin devam etmesini sağlamak." şeklinde konuştu.

İhracat tarafından Avrupa'ya ve çeşitli markalara üretim yaptıklarını dile getiren Özbekli, eticarette de ciddi ilerleme yolunda olduklarını bildirdi.

"Tekstil ürünü değil bir prestij satıyoruz"

Özbekli, marka olmanın sadece ürün değil, bir hikaye ve prestij satmak anlamına geldiğinin altını çizerek, "Biz insanlara ürünlerimizi logosuyla beraber satıyoruz. Dolayısıyla insanlar bizden yalnızca bir tekstil maddesi satın almıyorlar. Bizden bir prestij, duruş, köklülük satın alıyorlar. Biz de onlara sattığımız o şey neyse, o paket neyse onun tamamına sahip çıkmaya çalışıyoruz." diye konuştu.

Kurum olarak bir sivil toplum markası olduklarını düşündüklerini aktaran Özbekli, "Dolayısıyla işimiz yalnızca bir tekstili satmak değil. Bir ruh ve duygu da satabiliyorsak aynı zamanda bence bununla tamamlanıyor paket. Sanıyorum bunu başarıyor Karaca." ifadelerini kullandı.

Kadın giyim ve ev tekstili ile mağaza sayısı ikiye katlanacak

Cihat Özbekli, yeni yatırımlara değinerek, kendilerinin nicelikten ziyade niteliğe önem verdiklerini, bu nedenle her yere mağaza açmayı düşünmediklerini söyledi.

Şirket olarak çok ciddi bir yatırım yaptıklarını dile getiren Özbekli, şu bilgileri verdi:

"Karaca şu anda erkek mağazalarının yanına kadın mağazaları açmaya başladı. Artık kadın ve erkek bir arada daha çok moda markası olarak yoluna devam ediyor. Önümüzdeki dönemde kadın mağazalarının sayısının da erkek mağaza sayısına yaklaşmasını arzu ediyoruz. Yurt dışında şube açma konusunda doğru yeri ve zamanı geldiğinde bu hamleyi yapmayı bekliyoruz. Önümüzdeki 510 yılda en az 50 toplamda 70 tane kadın mağazası açmayı düşünüyoruz. Erkek tarafında çok agresif mağaza açmayı düşünmüyoruz. Çünkü Karaca'nın kalitesini satan mağaza sayısının sınırlandığı bir adet var yani. Özel kalmak, biraz daha niş kalmak zorunda. Dolayısıyla bunu niş tarafta tuttuğumuz için 7080 aralığını aşmayı düşünmüyoruz erkek tarafında."

Özbekli, ev ve yaşam sektörüne de "Ren" markasıyla girdiklerini ve ikinci mağazayı kısa süre önce açtıklarını belirterek, bunların sayısının 40'a kadar çıkabileceğini anlattı.

Cihat Özbekli, "Karaca Kadın, Karaca Erkek ve Karaca Ren Home olarak yakın ve orta dönemde hem mağaza sayımızı hem de istihdamımızı artırmayı planlıyoruz. Bu 3 kategoride mağaza sayısının gelecek 5 yılda toplamda 150'yi geçmesini planlıyoruz." diye konuştu.