‘Okula İsteyerek Gitmesi Sağlanmalı’

 

Çocukların okula alışma ve uyum gösterme durumu birbirlerinden farklılıklar gösterebilir. Bazı çocuklar okul gibi düzenli, belli kuralları olan ortamlarda kendilerini daha rahat hissederken bazı çocukların ise sınırlamaların olmadığı, kendi başına daha rahat edebildiği ortamları arama isteği yoğun olur ve bu durum okula karşı isteksizliğe, alışmada güçlüğe neden olabilir. Ebeveynlerin çocuklarının mizaçları, kendilerine özgü özelliklerini dikkate alarak okul ile ilgili uyum ve alışma durumlarına yaklaşmaları daha uygundur.

Yaz döneminde oyun, ekran saati gibi sınırlamalar konulmamış ise okulların açılması ile özellikle sınırlara adapte olmada güçlüğü olan bir çocuğa bu konularda keskin sınırların getirilmesi çok uygun bir yaklaşım olmayabilir. Bu durum çocuğun okulu ‘okul eşittir yasaklar, sevdiğim şeylerin elimden alınması’ gibi kodlamasına neden olabilir. Öncelikli amaç okula isteyerek gitmesini sağlamak olmalıdır, sınırlarla ilgili geçişlerin yavaş yavaş yapılmasında fayda vardır.

 

‘Çocuğunuzu Akranları İle Kıyaslamayın’

 

Bazı çocukların öğrenme ve dikkat alanında akranlarına göre farklılıkları olabilir, çoğu çocuğun da kendi farklılıklarına karşı farkındalığı vardır ve bu da okula karşı isteksizlik ve uyum sağlamada güçlüğe neden olabilir. Çocuğumuzun öğrenme özelliklerine bakmak, öğretmeni ile bu konuda iş birliği halinde olmak, öğrenme alanında bireysel ihtiyaçları mevcut ise bu açıdan desteklere başlamak gerekir. Yapabileceğinin üzerinde bir performans beklemeden, akranları ile kıyaslamadan, kendi içerisinde akademik yönden ilerlemeler katetmesini sağlamaya dönük hedefler belirlemek çocuğun da kendine ve okula daha olumlu bakmasına yardımcı olacaktır.

 

 

Bazı çocukların 40 dakika boyunca derste oturma, dersi takip edebilme, arkadaşlarından, sınıf dışından gelen sesler vb gibi uyaranlara odaklanıp dersten kopma gibi dikkat problemleri olabilir. Bazı çocukların ise aşırı hareketlilik, derste sırasında oturamama, konuşmadan, arkadaşını konuşturmadan duramama, söz kesme, izinsiz parmak kaldırma, teneffüste arkadaşları ile oyunu sürdürememe, ani öfkelenme gibi hiperaktivite ve dürtüsellik belirtileri olabilir. Bu dışa vuran özellikler çocukların öğretmenleri tarafından çok uyarılmalarına, akranları tarafından istenmemelere neden olabilir. Bu tarz problemlerin varlığında bir çocuk psikiyatri uzmanının muayenesinde fayda vardır.

‘Çocuğunuzu Okula Alıştırıcı Yaklaşımlarda Bulunun’

 

Bir takım çocuğun ise okula uyum sağlama sorunu onun çekingenlik, ürkeklik, arkadaşları tarafından zorbalanma, öğretmenleri tarafından kızılma, okul süresince anneden ayrı kalmada güçlük, kendisinin veya annesinin başına ayrı iken kötü bir şeyler geleceğini düşünme gibi çeşitli alanlardaki kaygıları olabilir. Ebeveynin çocuğunun kaygısını göz ardı etmemesi, çocuğunun kaygı alanına yönelik uygun basamaklı cesaretlendirici, alıştırmacı yaklaşımları kullanmasında fayda vardır. Bu konuda bir çocuk psikoloğundan veya psikiyatrından destek alınabilir. Her çocuğun kaygı düzeyi farklı şiddettedir. Kaygıları bazen onlarda okul fobisi ve buna ikincil hiç okula gidememe şeklinde okul reddine kadar varabilir. Bazen kaygısını aşması için okulun ilk günlerinden itibaren tam zamanlı okulda kalmasını istemek sorunun daha da büyümesine neden olabilir. Okulda 1-2 saat gibi kısa süreli kalmalarla okula alıştırma egzersizleri gerekebilir, çocuğun özelinde planlamalar yapmakta fayda vardır.

 

Ebeveynlerin çocuklarının okula uyum sorunu yaşadığı durumlarda kendi duygularını kontrol edebilmesi önemlidir. Sorun alanlarını öğretmenlerin de yardımıyla belirleyip okul ile iş birliği halinde olmakta fayda vardır. Gerektiğinde uzman desteği de almaya açık bir şekilde çözüm odaklı yaklaşımların tercih edilmesi problemlerin büyümeden daha kısa sürede çözülmesine yardımcı olacaktır.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı