Modern yaşamın tempolu yapısı ve teknolojik cihazlara bağımlılığın artması, önemli bir göz sağlığı sorunu olan 'kuru göz sendromu'nun yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Acıbadem Maslak Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Ümit Yaşar Güleser, bu sendromun tedavi edilmediği takdirde göz yüzeyinde hasarlara ve kronik enfeksiyonlara yol açabileceğini ifade ediyor. Dr. Güleser, kuru göz sendromunun yaşam kalitesini ciddi anlamda olumsuz etkilediğini vurgularken, bu duruma yol açan faktörler arasında yanlış alışkanlıklar ve çevresel etmenlerin önemli bir rol oynadığını belirtmektedir.
Yapılan araştırmalara göre, günde 6 ile 8 saatten fazla ekran karşısında kalan bireylerde kuru göz belirtilerinin görülme sıklığı önemli oranda artmaktadır. Dr. Güleser, teknolojik cihazların fazla kullanımının yanı sıra, stres, dengesiz beslenme ve uyku düzenindeki bozuklukların da kuru göz sendromunu etkileyen başlıca etkenler arasında olduğunu vurguluyor. Son yıllarda, maske kullanımının artırdığı buharlaşma oranı ve göz çevresindeki hava dolaşımının azalması gibi durumlar da bu sendromun sıklığını artırıyor.
Kuru göz sendromunun belirtileri genellikle gözlerde yanma, batma hissi ve gözlerde kum tanesi varmış gibi hissetme gibi şikayetler olarak kendini gösteriyor. Gözyaşı üretimindeki yetersizlik veya gözyaşının hızlı buharlaşması sonucu göz yüzeyinde nem kaybı yaşanması bu belirtilerin başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Kuru göz yaşayan bireylerde bazen gözyaşı akıntısı da görülebiliyor; bu, gözdeki tahrişe bağlı refleks mekanizmasının devreye girmesiyle oluşuyor.
Kuru göz sendromunu önlemek için alınabilecek önlemler
- Ekran başında göz kırpma egzersizi yapın
Göz kırpma refleksi, uzun süre ekran karşısında kalındığında azalır. Her 20 dakikada bir ekranı bırakıp 20 saniye boyunca uzak bir noktaya bakarak gözlerinizi dinlendirin ve bilinçli olarak sık sık göz kırpın. Bu uygulama, göz yüzeyinin nem dengesini korumada etkili olacaktır.
- Ortam havasını nemlendirin
Kuru hava, gözyaşının buharlaşmasını hızlandırır. Klimalı veya kaloriferli ortamlarda nemlendirici kullanarak nem dengesini ayarlamak önemlidir. Rüzgarlı havalarda dışarı çıkarken gözlerinizi korumayı unutmayın.
- Yeterli su tüketin
Gözyaşı üretimi, vücudun su dengesiyle yakından ilişkilidir. Günlük 2-2.5 litre su içmek, hem genel sağlığı hem de göz sağlığını destekleyecektir.
- Doğru kontakt lens kullanımına dikkat edin
Kontakt lens kullanıyorsanız, hijyen kurallarına uymak ve lensleri önerilen süreden daha uzun süre takmamak önemlidir. Ayrıca, her lens her göz için uygun olmayabilir; bu nedenle hekiminiz tarafından önerilen lensleri tercih edin.
- Doktora danışmadan kullanmayın!
Suni gözyaşı damlaları ve jeller, göz yüzeyinin nem dengesini sağlamak için etkili olabilir. Ancak, bu ürünleri kullanmadan önce mutlaka bir göz hastalıkları uzmanına danışılmalıdır.
- D vitaminine dikkat edin!
Balık, ceviz ve keten tohumu gibi Omega-3 yağ asitleri içeren besinlerle D vitamini almak, gözyaşı üretimini destekleyerek kuru göz sendromunun belirtilerini hafifletebilir. D vitamini eksikliği ile kuru göz arasında bir ilişki olduğu çalışmalarla gösterilmiştir, bu yüzden düzenli kan testleri ile eksiklik durumunda takviye almak faydalı olacaktır.
Kuru göz sendromu, hayat kalitesini düşüren ve göz sağlığını tehdit eden bir durumdur. Tedavi için doktor önerileri doğrultusunda hareket etmek ve yaşam alışkanlıklarında yapıcı değişiklikler yapmak oldukça önemlidir.