Yapay zeka girişimci sayısının 400'e yaklaştığı, yerel ve küresel iş birliklerinin hız kazandığı 2024 yılı, yapay zeka teknolojilerinin iş dünyası ve toplumsal yaşam üzerindeki etkisinin daha belirgin hale geldiği bir dönem oldu.
2024 yılı, yapay zekanın (YZ) küresel ve ulusal ölçekte dönüştürücü etkisinin en açık şekilde hissedildiği bir yıl olarak tarihe geçti. Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi (TRAI), bu alanda öncü bir rol üstlenerek yapay zeka ekosistemini güçlendirdi ve rekorlarla dolu bir yılı geride bıraktı. Girişimci sayısı 400'e yaklaşırken, yerel ve uluslararası YZ iş birlikleri hız kazandı. Yüzlerce şirkete yapay zeka teknolojilerinin potansiyeli tanıtıldı ve Türkiye Yapay Zeka Zirvesi, rekor katılımla ülkenin en büyük yapay zeka etkinliği olarak öne çıktı. TRAI’nin on binlerce kişiye verdiği eğitimler sayesinde, toplumda ve iş dünyasında yapay zeka farkındalığı önemli ölçüde arttı.
Yapay zekanın sektörler bazında kullanım alanları arttı
2024 yılı boyunca yapay zeka, şirketler için operasyonel mükemmeliyetten müşteri memnuniyetine, inovasyondan büyümeye kadar geniş bir değer yelpazesi sundu. Türkiye, uluslararası arenada yapay zeka teknolojilerindeki başarılarıyla daha fazla tanınır hale geldi; stratejik coğrafi konumu, genç nüfusu ve gelişen dijital altyapısıyla teknoloji liderlerinden biri olma yolunda ilerlemeye devam etti. Yapay zeka, perakende, üretim, enerji ve bankacılık sektörlerinde yaygınlaşıyor. Tavsiye sistemleri, kestirimci bakım ve risk yönetimi gibi uygulamalar öne çıkarken, veri eksikliği, çalışan yetkinlikleri ve teknoloji yatırımları çözüm bekleyen temel sorunlar arasında yer alıyor.
“2025 ve sonrasında, yapay zeka teknolojilerinin iş süreçlerinde standart hale gelmesi bekleniyor”
TRAI Kurucusu Halil Aksu, 2025 ve devamındaki yıllara ilişkin öngörülerinde, yapay zeka teknolojilerinin iş süreçlerinde standart hale geleceğini belirtti. Ayrıca, şirketlerin çalışanlarını YZ teknolojilerine uyumlu hale getirmek için yeniden beceri kazandırma programlarına yatırım yapması beklendiğini vurguladı. Aksu, bu dönüşümün, şirketlerin rekabet gücünü artırırken aynı zamanda iş yapış biçimlerini köklü şekilde değiştireceğini ifade etti. Yapay zekanın yaygınlaşmasıyla, çalışanların daha yaratıcı ve stratejik rollerde yer almasının öngörüldüğünü belirtti.
“Yapay zeka, otonom sistemlerle iş dünyasında yeni bir çağ başlatacak”
Halil Aksu, 'Agentic AI' olarak bilinen otonom karar alma yeteneğine sahip sistemlerin iş dünyasında yeni bir dönüşüm dalgası yaratacağına dikkat çekti. Bu sistemlerin devreye girmesiyle daha karmaşık iş süreçlerinin insan müdahalesi olmadan yönetilmesinin mümkün hale geleceğini vurguladı. Aksu, üretken yapay zekanın bu süreçlere yaratıcı çözümler ve veri destekli içgörüler getirerek katkıda bulunacağını belirtti. Ayrıca, "Edge AI" uygulamaları sayesinde yapay zeka karar mekanizmalarının merkezi sistemlerden uç cihazlara kaymasının sağlanacağını, bunun sonucunda daha hızlı yanıt süreleri ve veri güvenliği avantajları elde edileceğini ifade etti.
Güvenlik ve etik konularının öneminin artacağını da belirten Aksu, “Güvenli YZ” çözümlerinin, özellikle finans, sağlık ve kritik altyapılarda güvenilirliği artırmaya yönelik bir gereklilik haline geleceğini vurguladı. Teknoloji dünyasının büyük dil modellerinin ötesine geçerek, daha az maliyetle eğitilebilen ve daha geniş sektörlere hizmet verebilen 'Küçük Dil Modelleri' üzerinde yoğunlaşacağını söyledi. Bu modellerin, ekonomik yapısı sayesinde daha fazla şirketin yapay zeka çözümlerine erişimini mümkün kılacağını belirtti.
“Yapay zeka, sadece bir teknoloji değil, geleceği şekillendiren bir güç”
Halil Aksu, yapay zeka yatırımlarının faydalarının daha eleştirel bir şekilde değerlendirileceğini ifade ederek, bu süreçte sektörde daha sürdürülebilir ve sonuç odaklı yaklaşımların benimsenmesine zemin hazırlayacağını belirtti. TRAI olarak, yapay zeka alanındaki dönüşümlere liderlik ederek Türkiye’nin yapay zeka potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için çalışmalara devam edeceklerini söyledi. Aksu, yapay zekanın, etik, güvenli ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılması gerektiğini vurguladı ve bu sorumluluğun teknoloji geliştiricilerden toplumun tüm kesimlerine kadar herkesin ortak paydası olduğunu ifade etti.