Çağımızın yaygın alışkanlıkları arasında yer alan dinlenmeden sürdürülen mesailer, hareketsiz yaşam tarzı ve kötü beslenme alışkanlıkları, varis hastalığına zemin hazırlamaktadır. Özellikle sigara içme, dar kıyafet giymek, aşırı kilo alma ve uzun süre ayakta durmak gibi faktörler, bacaklarda toplardamar genişlemelerine yol açarak bu hastalığın gelişimini tetiklemektedir. Türkiye'de her 5 kişiden 1'inde görülen varis, kadınlarda erkeklere göre %15 daha fazla sık görülmektedir.

Acıbadem Kartal Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Eyüp Murat Ökten, varis hastalığının erken teşhisinin günümüz tıp teknolojisiyle tedavi edilebilir olduğunu belirtmektedir. Erken dönemlerinde hastalıktan kaynaklanan belirtiler arasında bacak damarlarında şişlik, belirginleşme ve ağrılar bulunmaktadır. Hastaların bu belirtilerle doktora başvurması, modern tıp yöntemleriyle etkili bir tedavi sağlanmasını mümkün kılmaktadır.

Son yıllarda özellikle pandemi dönemiyle artan hareketsizlik nedeniyle varis hastalığına rastlama oranı yükselmiştir. Hamilelik, doğum ve doğum kontrol ilaçları gibi hormonal değişimlerin yanı sıra genetik yatkınlık gibi etkenler, kadınlarda varisin daha sık görülmesine sebep olmaktadır. Prof. Dr. Ökten, varis oluşumunu kolaylaştıran risk faktörlerini yaş, genetik faktörler, hamilelik, obezite, hareketsizlik ve uzun süre ayakta kalmak şeklinde sıralamaktadır. Uzun saatler boyunca oturan veya ayakta çalışan bireylerde, öğretmenler, bankacılar, garsonlar, doktorlar ve uçuş personeli gibi meslek gruplarında varis daha yaygın olarak görülmektedir.

Varis hastalığı, bacaklardaki toplardamarlarda genişleme ve kan akışında bozulma sonucu damarlarda belirgin ve kıvrımlı bir görünüm alması ile ortaya çıkmaktadır. İlerleyen evrelerde, büyük damar paketlerinin oluşması nedeniyle ağrı ve kramplar yaşanabilmektedir. Hastalar genellikle ağrı şikayetiyle hastaneye başvurmaktadır. Bu süreçte bacaklarda mavi veya morumsu şişlikler, ödem oluşumu, kaşıntı, yanma hissi ve özellikle geceleri artan bacak krampları gözlemlenmektedir. Prof. Dr. Ökten, bu aşamada bacakları yukarı kaldırmanın, soğuk duş almanın ve varis çorabı kullanmanın ağrıyı hafifletebileceğini ifade etmektedir.

Varis genellikle estetik bir sorun olarak algılansa da, tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık problemlerine yol açabilmektedir. Prof. Dr. Eyüp Murat Ökten, varisin ciddi iş gücü kaybına neden olabileceği ve küçük travmalarla bile ciddi kanamalara yol açarak yaşam kalitesini düşürebileceğine dikkat çekiyor. Ayrıca, hastalık ilerledikçe bireylerde akciğer atardamarına pıhtı kaçma riski de bulunmaktadır.

Varis hastalığının tedavisinde yaşam tarzı değişiklikleri önemli bir rol oynamaktadır. Ancak kalıcı tedavi için mutlaka bir uzmana başvurulması gerekmektedir. Tıbbi muayene ve gerekli tetkiklerin ardından hastalığın evresi belirlenmektedir. Damarların iç yapısı, kan akış yönü ve hızı gibi kriterler doppler ultrason ile incelenerek, hastanın en uygun tedavi planı belirlenmektedir.

Erken tanı, varis hastalığının yarattığı ciddi sorunların önlenmesinde oldukça kritik bir faktördür. Prof. Dr. Ökten, erken teşhis ile tedavi edilmesi durumunda varis hastalığından tamamen kurtulmanın mümkün olduğunu vurgulamaktadır. Medikal tedavi yöntemleri arasında ilaç kullanımı ve varis çorapları, cerrahi tedavi yöntemleri arasında ise damarların yakılması, endovenöz termal ablasyon ve skleroterapi gibi prosedürler yer alır. Uzmanların deneyimli merkezlerinde gerçekleştirilen tedavinin tekrarlama oranı %1'in altındadır.

Son olarak, tedavi sonrası dönemde hastaların düzenli kontrollerini ihmal etmemeleri, sağlıklı beslenmeleri ve yaşam tarzını değiştirmeleri gerekmektedir. Uzman, iş yaşamında sürekli oturan bireylerin düzenli molalar vermesinin ve fiziksel aktiviteyi hayatlarının bir parçası haline getirmelerinin fayda sağlayacağını belirtmektedir.