CHP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Efe Uyar, Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 25’e yükseltmesine değindi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın faizin düşürülmesi ile ilgili açıklamalarını anımsatarak, “27 aylık dönemde ülke ekonomisini felakete sürükleyen Erdoğan böylece bizzat kendi kendine yenilmiş oldu” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İşçi Sendikaları, STK ve Meslek Kuruluşlarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hasan Efe Uyar, partisinin genel merkezinde yaptığı basın toplantısında haftalık emek ve çalışma yaşamı gündemini değerlendirdi.
1 Ağustos’ta başlayan ve 4 milyon memur ile 2,5 milyon memur emeklisini ilgilendiren kamu toplu sözleşme görüşmelerinde uzlaşma sağlanmadığını anımsatan Uyar, sendikaların taleplerine rağmen iktidarın yapmış olduğu teklifin tahmini enflasyonun kat be kat altında kaldığına dikkat çekti.
Hakem kuruluna giden görüşmelerin bir toplu pazarlık görüşmesi olmadığına vurgu yapan Uyar, “Toplu pazarlık görüşmeleri iki kesim için de eşit şartlar altında olması gerekir. Toplu görüşme masasında önerilen rakamlar, sendikal haklara yönelik kısıtlamalar göz önüne alındığında, görüşmeler sadece ‘mış’ gibi yapılmaktadır. Yani kısacası bu bir aylık süreçte toplu pazarlık, kamu emekçilerine ve emeklilerine toplu bir sefalet dayatması yapılmıştır” şeklinde konuştu.
Uyar, 11 kişilik hakem kurulundaki 7 üyenin doğrudan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atandığına işaret eden Uyar, “Bizzat ağırlığı Erdoğan’ın atamalarıyla oluşan bu hakem kurulunda emekçilerimizi memnun edecek bir sonuç çıkmayacağı malumun ilanı olacaktır. Kısacası sendikalar yasasının anti demokratik yapısı çözülmeden, kamu emekçilerinin grev hakkı anayasal güvence altına alınmadan, bu toplu pazarlık masası, toplu dayatma masası olarak kalmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.
‘ERDOĞAN KENDİ KENDİNE YENİLMİŞ OLDU’
Merkez Bankası’nın dün politika faizini 750 baz puan arttırarak yüzde 25’e çekmesini anımsatan Uyar, “Hatırlanacağı üzere Erdoğan’ın sözde 27 aylık nas süreci haziran ayında politika faizlerinin 6,5 puan artışla yüzde 15’e yükseltilmesi ile son bulmuştu. Kendisi geçmişte ne demişti, bir kez daha hatırlayalım; ‘Neymiş efendim? Faizleri düşürüyormuşuz. Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Elhamdülillah biz doğru yoldayız. Çünkü faiz, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar hükmü bize öyle sıradan gelen bir hüküm değil.’ 27 aylık dönemde ülke ekonomisini felakete sürükleyen Erdoğan böylece bizzat kendi kendine yenilmiş oldu. Geçmişte faizlerin düşürülmesi zaten bir anlam ifade etmemiş, piyasa faizleri ile politika faizleri arasındaki makas git gide açılmıştı. Geçmişte inatla, ısrarla izlenilen yanlış politikaların acı sonuçlarını bugünden sonra ne yazık ki daha fazla hissedeceğiz” dedi.
‘13 GÜNDE EN AZ 23 İŞÇİ YAŞAMINI YİTİRDİ’
İş cinayetlerinde her gün ortalama 5 işçinin yaşamını yitirdiği aktaran Uyar, “İş cinayetleri elbette önlenebilir. Ama karşınızda bu cinayetleri kimi zaman ‘fıtrat’ kimi zaman ‘kader’ diye tanımlayan, kimi zaman da işçileri suçlayan bir iktidar olunca ne yazık ki ülkemizde çalışma yaşamı da savaş alanından farksız olmuyor. Sadece 12 Ağustos ile 25 Ağustos tarihleri arasında en az 23 işçimiz, evine bir dilim ekmek götürmek için iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Bu tarihlerde en genci 19, en yaşlısı ise 79 yaşında olan en az 23 işçimiz geçim mücadelesinde can verdi. Cemil Üzümcü isimli vatandaşımız, kendisi 79 yaşındaydı, emekliydi ama bu yaşında emekli aylığı ile geçinemediği için sokaklarda simit satıyordu. Bakın 79 yaşında emekli bir vatandaşımız, evinde dinlenmesi gerekirken, &cc edil;ocuklarıyla torunlarıyla vakit geçirmesi gerekirken, çalıştığı sırada yaşamını yitiriyor. İşte AKP Türkiye’sinin gerçeği tam da budur. Bugün yaklaşık 9 milyon emekli ve hak sahibi 7500 TL’nin altında aylıkla geçinmeye çalışıyor. Açlık sınırının 12 bin TL’ye dayandığı, iğneden ipliğe her şeye her gün zam geldiği; sebzenin, meyvenin, 1 kilo peynirin lüks olduğu ülkemizde, emeklilerimize sadece açlıkla yaşamak değil, aç kalmamak için çalışırken hayatını kaybetmek de düşüyor” şeklinde konuştu.
‘ERDOĞAN TAYYİB’E RECEB’İ EMEKLİ AYLIKLARI DÜŞÜK DİYE ŞİKÂYET EDİYOR’
Resmi verilere göre, emekli aylığı alan 10 milyon 247 bin emekliden 5 milyon 60 bininin çalışmak zorunda kaldığını ya da bir iş aradığını dile getiren Uyar, “Neredeyse her iki emeklimizden biri iş gücüne dahil olmak istiyor. Neden? Çünkü emekli aylıkları ile emeklilerimiz karnını dahi doyuramıyor. Cumhurbaşkanı da sanki emeklilerin bu durumunda hiç sorumlu değilmiş gibi, emekli aylıkları kabul edilemez diyor, yani kendisini yine kendisine şikâyet ediyor. Yani Erdoğan Tayyib’e Receb’i emekli aylıkları düşük diye şikâyet ediyor” dedi.
‘İKTİDAR MÜTEAHHİTLERE DOST, EMEKÇİSİNE DÜŞMAN’
Türkiye’nin emekçiler açısından bir cehenneme dönüştüğünü söyleyen Uyar, “Emekçilerimiz, iktidar tarafından yaratılan bu sefalet ve açlık düzenine karşı onur ve haysiyet mücadelesi yürütüyorlar. Son bir ayda Edirne’den, Kars’a, Gaziantep’ten İstanbul’a işçilerimiz alın terinin karşılığını alabilmek için grevdeler, eylemdeler. Sadece son bir ayda 30’a yakın iş yeri eylemleri gerçekleşti. Bu iktidar; kendisine, kendisine yakın müteahhitlere, yandaşlarına, tefecilere dostken, kendi ülkesinin emekçisine de bir o kadar düşman olmuş durumda. Basın emekçileri, enerji işçileri, maden işçileri, belediye işçileri, sağlık işçileri, Tanzanya’da çalışıp ücretlerini alamayan inşaat işçileri, Cengiz tarafından yapılan metro inÅ Ÿaatında çalışan işçiler, son bir aydır insanca yaşanabilecek bir ücret için taleplerini dile getiriyorlar” ifadelerini kullandı.
‘TÜRKİYE SENDİKA HAKLARININ EN KÖTÜ OLDUĞU 10 ÜLKEDEN BİRİ’
Türkiye’nin dünyada işçi ve sendika haklarının en kötü olduğu 10 ülkeden biri olduğunu kaydeden Uyar, “Bizimle aynı kategoride bulunan ülkeler; askeri darbe yönetiminin olduğu Mynamar, dünya da en baskıcı yönetimlerden biri olan Belarus ve Mısır gibi ülkeler. Filipinler, Bangladeş, Tunus, Guatemala gibi demokrasinin en geri olduğu ülkeler. Bu veriler, bize gösteriyor ki Türkiye’de de demokrasinin özellikle de başkanlık rejimi ile her geçen gün daha da geriye gitmesi, emekçilerin sefaletine, örgütlenme haklarının elinden alınmasına neden oluyor. Ne yazık ki ülkemiz artık diğer ülkelerin ucuz iş gücü deposuna dönüşmesine neden oluyor” şeklinde konuştu.
‘BU İKTİDAR YAKINDA SOLUDUĞUMUZ HAVAYA DA EK VERGİ GETİRİR’
Yurttaşların bireysel kredi ve kredi kartı borçlarının 4-11 Ağustos haftasında 25,1 milyar lira arttığını aktaran Uyar, şöyle devam etti: “Seçimden hemen sonra vergi oran ve miktarlarında yaptığı artışlar dolaylı vergilerin vergi gelirleri içerisindeki payını şimdiden yüzde 67’ye kadar çıkardı. Bu iktidar yakında soluduğumuz havaya da ek vergi getirirse şaşırmamak gerekir. Sadece hayat pahalılığı değil, vergi yükü de emekçilerimizi günden güne dar boğaza sürüklemektedir. Vergide adaletin bir an evvel sağlanması gerekmektedir. Çok kazanandan çok, az kazanan ücretli emekçilerden daha az vergi alınmalıdır. Seçimden önce hiçbir akla ve mantığa sığmayan, kendilerince de dünyada eşi benzeri olmayan ve herkesin bizi kıskandığı bir ekonomi modeli icat ettiler. Seçim bitti, şimdi de bu modelden nasÄ ±l döneriz diye her gün yeni bir karar alıyor, yeni yeni şeyler icat ediyorlar. Ülkemiz bizzat AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan tarafından bir deney tahtasına dönüştürülürken, ülkemizdeki emekçiler, emekliler ve dar gelirli vatandaşlarımız da yine bizzat Erdoğan tarafından bir kobay olarak görülmektedir. Kendi emekçisine, emeklisine bu kadar cimri olan Erdoğan, iş tefecilere faiz ödemesine geldiğinde dünyanın en bonkör lideri oluverebiliyor. Saray iktidarı iş kendine gelince harcama limitleri azami ama ülkedeki milyonlara reva görülen ücretler ise asgari.”
‘VAAT ETTİKLERİ TÜRKİYE YÜZYILI AÇLIK VE YOKSULLUK GETİRİYOR’
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından geçtiğimiz hafta açıklanan ikinci çeyrek iş gücü verilerine de değinen Uyar, “Dar tanımlı işsiz sayısı 3 milyon 400 bin kişi oldu. İş bulma umudunu yitirdiği için artık iş aramayan 3 milyon 485 bin kişi, istihdamda olan ama çalıştığı süre göz önüne alındığında daha fazla çalışmak için yeni bir iş arayan 2 milyon 411 bin kişi de dikkate alındığında gerçek işsiz sayısı 9 milyon 233 bine kadar yükseliyor. Yani bir başka deyişle iki sınır komşumuz, Bulgaristan ve Gürcistan nüfusunun toplamına yakın gerçek işsizimiz var. Ülkemizde şu an iş bulma ümidini yitirmiş işsizlerimizin sayısı TÜİK tarafından açıklanan resmi işsiz sayısını da geçmiş durumda. Bir yandan işçiler, emekçiler geçim mücadelesi veriyor, bi r yandan iş cinayetleri artmaya devam ediyor. Öte yandan işçiler sendikalaştıkları için işten atılıyor. Tüm bunlara ek olarak da sadece hem işsiz sayımız hem de iş bulma ümidini yitiren umutsuz vatandaşlarımızın sayısı artmaya devam ediyor. İktidar ise daha iki gün önce işsizliğe, yoksulluğa, açlığa isyan eden bir vatandaşımızı aile ve sosyal hizmetler bakanlığının önünde kelepçe takarak göz altına alıyor. Vaat ettikleri Türkiye yüz yılı açlık, yoksulluk ve işsizlikten başka bir şey getirmiyor” dedi.