24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı dolayısıyla gazetecilerle bir araya gelen Öz-İplik iş sendikası Genel Başkanı Rafi Ay tekstil sektörüne yönelik sorunları anlattı. Gerek sektörün gerekse çalışanlarının deprem ve sonrasında yaşanan ekonomik sıkıntılardan dolayı ciddi yara aldığını ifade eden Rafi Ay çalışanlar üzerinde ki vergilendirme adaletsizliğine de “Dur” denilmesi gerektiğini kaydetti.

DEPREM BÖLGESİNDE BARINMA İÇİN FABRİKALARI AÇTIRDIK

6 şubatta meydana gelen Kahramanmaraş depremlerini hatırlatarak toplantıya başlayan Başkan Rafi Ay Deprem bölgesinin tekstilin üçte birinin üretildiği bir bölge olarak tanımlarken pek çok üyelerinin de hayatını kaybettiğine dikkat çekti.  Rafi Ay, “Deprem anında Genel merkezimizin bir ekip kurarak yola çıktık. Gıda battaniye ile araçları doldurarak ekibimizi gönderdik. Hızlıca fabrikalara yöneldik ve işverenlerle görüşerek fabrikaları açtırdık. İnsanların barınma ihtiyacını karşıladık. Uluslararası markalara çağrılar yaparak geçici ve kalıcı barınma yerleri ihtiyaçlarını anlattık” dedi.

4 MİLYON KİŞİNİN GEÇİMİNİ SAĞLAYAN SEKTÖRÜMÜZ DARBOĞAZA GİRDİ

Tekstil sektörünün şuan ekonomik sıkıntılar yaşadığını ifade eden Başkan Ay şunları söyledi;

“İhracat gerilemesi var. 20 Milyar dolar ihracatla bu ülkeye para getiren bir sektörüz. Bu ülkenin yerli ve milli bir üretim içerisinde olan sektörüyüz. 1,5 milyon kişinin çalıştığı bir sektörüz ve 4 milyon kişi bu sektörden geçimini sağlıyor. Ancak darboğaza girdik.

FASON ÜRETİM YAPMANIN SANCILARINI YAŞIYORUZ, MARKALAŞAMADIK

Fason üretim yapmanın sancılarını yaşamaya başladık. Önceden markalar siparişlerini daha ucuz ve uygun yerlere taşıyordu, bugün markalar bu ülkeden gidiyor. Markalaşmadık. Ana temel konumuz markalaşmaydı. İşvrenlere defalarca markalaşmamız gerektiğini söyledik. Bugün markalar daha ucuz üretim yaptırmaya başladılar. Bizde olsaydı bu markalar bu sıkıntıları çekmeyecektik. Gecikmiş değiliz hala markalaşabiliriz.

133 BİN ÇALIŞANIMIZ ARTIK ÇALIŞMIYOR

Türkiye tekstil işçisi çok kalifiye bir işçi. Bir ürünü zamanında kaliteli yapıp yetiştirebiliyoruz. Bunu marka desteği ile desteklemiyorsanız belli bir süre sonra diğer ülkelerden işçiler o kalibrasyona ulaştığında artık sizin rakibiniz. Belli bir süre daha ucuz işgücü varsa markalar sizden gitmeye başlıyor. Nisan ayı itibariyle 133 bin kayıp var sektörümüzde. Bu kayıplarımız gerek EYT’den gerekse depremden kaynaklı. Sektörde ki azalmadan dolayı ikame edilmiyor ve kayıplar devam ediyor. Sektörümüzde 10 ile 99 işçi çalıştıran firmalarda 604 işyerinin kapandığını görüyoruz.

VERGİ DİLİMLERİ ÇALIŞANLARIN MAAŞINI PUL EDİYOR

Çalışanlarımızın da sorunları var. Vergi dilimleri canımızı yakar duruma geldi. Drek vergilere baktığımız zaman asgari ücrette ki vergi artışıyla vergi artışı arasında ki dengesizlik. 2005 yılından itibaren asgari ücret artışıyla vergi dilimi arasında ki artış farkı yüzde 125.19 dur. Kazancımızdan 15 yılda yüzde 125,19 daha çok vergi dilimine giriş var.  Daha basit bir ifade lie anlatmak gerekirse eskiden biz işyerlerinde çalışırken 11 ve 12 ayda ikinci dilim vergiye geçiyorduk. Şimdi 5. Aydan itibaren ikinci dilim vergi dilimine geçmeye başladık. 6 ay daha fazla vergi ödemeye başladık. Dolaylı vergilerde de artış var. Hem maaşlarımızdan ödüyoruz hem de dolaylı vergilerden ödüyoruz. Vergi adaletsizliği biran önce sağlanmalıdır. Üretimde ki işçinin üzerinde ki vergi dilimi çok fazladır.

KAZANCIMIZDAN HARCADIĞIMIZI BİR ŞİRKET GİBİ GİDERDEN DÜŞMEK İSTİYORUZ

Biz kazancımızı zorunlu ihtiyaçlara harcıyoruz. Şirket harcadığını gider olarak düşüyor peki biz neden vergiden düşmüyoruz. Asgari ücret vergiden arındırıldı ama biz asgari ücretin üzerinde toplu sözleşmeler yaptığımız için bir nebze yaptığımız aldığımız haklar daha hızlı vergi gidiyor. Toplu sözleşme yapmış yerler cezalandırılmış oluyor.

SENDİKAL ÖRGÜTLENMEDE ENGELLER DEVAM EDİYOR

Sendikal örgütlenmenin önünde ki engeller devam ediyor. Anadolu’da bir yerde örgütleniyoruz işveren sendikal örgütlenme var diye işinden ettiler. Hiçbir denetim yok. Çalışma bakanlığı bunun üzerine gitmelidir. Yasa, hukuk, yargı, mahkeme gibi bir çok alan var ama burada süreçler uzun. Arabulucuk geldi ama o daha da vahim. Maalesef bir pazarlık sürecine geçti.