Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Firdevs Seyfe Şen, empat bireyler ile psikopat kişilerin ilişkilerinde karşılaşılabilecek durumlar hakkında önemli bilgiler verdi. Empatların, derin bir anlayış ve şefkat duygusuyla hareket ettiği, psikopatların ise bu duyguları manipülasyon aracı olarak kullandığına dikkat çeken Dr. Şen, empatların genellikle yaralı bir ruhu iyileştirmek amacıyla psikopatlara çekim duyduğunu ifade etti.
Başlangıçta güçlü bir çekim gibi görünen bu ilişkilerin, zamanla tehlikeli ve toksik bir hâle bürünebileceği uyarısında bulunan Şen, empatların sürekli veren, psikopatların ise sürekli alan ve kullanan kişiler olduğunu vurguladı. Dışarıdan bakıldığında güçlü bir çekim olarak algılanan bu ilişki biçiminin, aslında içten içe tüketen ve yıpratan bir toksiklik içerdiğini söyledi. "Bu nedenle, bu durum bir çekim değil, yalnızca bir yanılgıdır" diyen Dr. Şen, empatların duygu yoğunluğu ile karşı tarafa olan çekerken, aslında kendi zararlarına neden olabileceklerini aktardı.
Dr. Şen, "Psikopat biriyle mi birlikteyim?" sorusunun cevabının nasıl anlaşılabileceğine de değindi. Psikopatlığın, aslında bir hastalık olmadığını ve çoğu zaman anti-sosyal kişilik bozukluğunun ifadesi olduğunu belirtti. Ancak her anti-sosyalin psikopat olmadığını da ekledi. Psikopatların genellikle manipülatif davranışlar sergileyen, vicdan yoksunluğu ve empati eksikliğiyle karakterize olan kişiler olduğunu aktardı. Başlangıçta karizmatik ve çekici görünebilen bu bireylerin, zamanla kontrolcü, yalan söyleyen ve karşındakini manipüle eden kişiler haline dönüştüğünü söyledi.
Empatların sık sık kendilerini bu tür ilişkilerde olumsuz hissettiklerini ve bir şeylerin yolunda gitmediğini düşündüklerini belirten Dr. Şen, “Eğer hep kendinizi suçlu hissediyorsanız, kafanız karışıksa ve sürekli yetersiz, değersiz hissediyorsanız, karşınızdaki kişi büyük ihtimalle bir psikopattır. Bu durumda en kısa sürede ondan uzaklaşmanın bir yolunu bulmalısınız” dedi. Psikopatların, duyguları araç olarak kullandığını ve gerçek sevgi veremeyeceklerini; bunun yerine sevgiymiş gibi davrandıklarını vurguladı.
Empatlar, sürekli yardım etme dürtüsüyle hareket ettikleri için genellikle başkalarının duygularını çok derin hissedebiliyorlar. Dr. Şen, empatların neden sık sık yardıma muhtaç kişilere çekildiğini, "şimşek neden hep paratonere düşer?" hayaline benzeterek açıkladı. Gerçekten bir şimşeğin paratonere çekilmesi gibidir, çünkü empat kişiler başkalarının duygularını içselleştirerek doğal bir duyarlılık geliştirmişlerdir.
Ancak bu durum, empatların sağlıklı ilişkiler kurmalarını zorlaştırarak toksik ilişkilerin oluşmasına neden olabilir. Empatlar, sürekli vermek isterken karşındaki ise sadece almakla sınırlı kalmaktadır. Bu durum zamanla empatların tükenmesine yol açar. Dr. Şen, empatların iyileştirme güdüsüyle hareket etse de, bu durumun çoğu zaman onları tüketmekten başka bir işe yaramadığına vurgu yaptı. Tükenmiş bireyler olarak, bu tür ilişkilerin yıpratıcı etkisinden kaçınmanın yollarını aramak önemlidir.