Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümünden Arş. Gör. Dr. Berat Dağ, günümüz arkadaşlık ilişkilerini derinlemesine değerlendirdi. Dr. Dağ, farklı coğrafi ve tarihi bağlamların, toplumların inşa ettiği arkadaşlık ilişkilerini hem süreklilik hem de değişkenlik açısından etkilediğini belirtti. Bu kapsamda, günümüz sosyal ilişkilerinin giderek para, statü ve siyasi güç ekseninde şekillenmeye başladığını ifade etti. Ancak bu değişimlere rağmen, Doğulu toplumlarda dayanışmacı ilişkilere dayanan arkadaşlık örneklerinin mevcut olduğunu vurguladı.
Dr. Dağ, arkadaşlık ilişkilerinin yapısında teknolojinin rolüne de dikkat çekti. Dijitalleşme ve sosyal medyanın arkadaşlık ilişkileri ile karşılıklı bir etkileşim içinde olduğunu belirtti. Teknolojinin, arkadaşlık ilişkilerinin dönüşümünde önemli bir unsur haline geldiğini ifade eden Dağ, bireylerin teknoloji ile olan etkileşimlerini bireyciliğin temelinde inşa ettikleri sürece, bu etkileşimin de arkadaşlık ilişkilerini nasıl şekillendirdiğini vurguladı. Aynı zamanda, bu karşılıklı etkileşimin hem dijital dünyada hem de arkadaşlık ilişkileri açısından eşitlikçi, özgürlükçü ve dayanışmacı değerlerle temellendirilebileceğini söyledi.
Dr. Dağ, Z kuşağının arkadaşlık anlayışlarının X ve Baby Boomer kuşaklarıyla kıyaslandığında belirgin farklılıklar taşıyıp taşımadığı konusuna da değindi. Kuşak kavramının tanımlanmasının karmaşık olduğunu dile getiren Dağ, bu tanımın ekonomik, siyasi ve zihinsel farklılıklara bağlı olarak değiştiğini ifade etti. Arkadaşlık ilişkilerinin benzer ve farklı yönlerini somutlaştırmanın daha anlamlı olacağını belirterek, günümüzdeki arkadaşlık ilişkilerinin giderek daha yüzeysel bir hale geldiğine dair bir eğilim gözlemlendiğini aktardı. Ancak, yine de toplumlarda hâlâ derinlikli arkadaşlık biçimlerinin varlığını sürdürdüğünü de ekledi.
Son elli yılda bireyin dönüşümünü ele alan Dr. Dağ, birey, toplum ve devlet arasındaki etkileşimin giderek kaygan ve sanal bir düzlemde gerçekleştiğini belirtti. Son dönemde, dünya genelinde sürekli değişen hazların ardı sıra koşarak varlık kazanmaya çalışan bir kitlenin oluştuğunu ifade eden Dağ, bu durumun insan ilişkileri açısından sahici ve dengeli yapıların kurulmasını güçleştirdiğini ifade etti.
Dr. Dağ, günümüzde yalnızlığa itilen ya da kendisini çevresinden tecrit eden gençlerin bulunduğu kadar, yalnızlığı bilinçli tercih eden gençlerin de olduğunun altını çizdi. Bu çeşitlilik içinde, gençlerin toplumsal ilişkilerini derinlemesine geliştirmelerinin önemine vurgu yaptı. Bireylerin kendi çıkarlarını gözeterek birbirlerinden uzaklaştığı bir ortamda, sahici etkileşimler kurmanın zorluğuna dikkat çekti.
Son elli yıl boyunca toplumsal ilişkilerin ve arkadaşlık biçimlerinin çokça değiştiğini belirten Dr. Dağ, her yaş grubunda, cinsiyette, meslek alanında ve toplumsal sınıfta güçlü arkadaşlık örneklerinin hâlâ var olduğunu belirtti. Ancak, bu dönemde aşırı bireyci yapıların ortaya çıkmasının toplumsal açıdan ciddi bir risk oluşturduğunu vurguladı. Arkadaşlık ilişkilerinin çıkarcılık mefhumu etrafında şekillenmeye başlamasının dikkat çekici bir eğilim olduğunu ifade etti. Bu nedenle, her toplumun kendi özgün nitelikleri doğrultusunda bireyselliği koruyan bir toplumsallığın imkânlarını tartışmanın büyük önem taşıdığına dikkat çekti.